Bu haftaki konumuz malumunuz üzere Ortaköy’ümüzün sembollerinden Yunus Emre .
Yunus Ata, Yunus Emre , Derviş Yunus, Bizim Yunus..
Her ne adla ve ünvanla anılırsa anılsın o bizim içimizde , güzel gördüğümüz her yerde yani Yarada’nın yarattığı güzelliklerdedir. Onun için Yunus’a mezar aramak dört duvara bir taş koymak kanımca yanlıştır. O Manisa’da, Erzurum’da Eskişehir’de, Karaman’da ve onlarca şehirdedir. Ve ORTAKÖY (Sarıkaraman-Ziyaret) ‘dedir.
Diyor ya Yunus Ata, “ Ölürse ten ölür , canlar ölesi değil .” Bir başka deyişle “Ölen hayvan durur aşıklar ölmez.” O ölümsüzdür , sevgisi insanlarını gönlündedir, dört duvar bir taşta değildir . O şöyle anlatmıştır “ölümü”
Bir garip ölmüş diyeler / Üç günden sonra duyalar
Soğuk su ile yuyalar/ Şöyle garip bencileyin
Yunus Emre , hocası Tabduk Emre , Bektaş Veli, Hoca Ahmet Yesevi’nin izinden giderek destansı bir hayat yaşar. Yunus Emre’nin destansı hayatını, yine bir destan tamamlar. Bir inanışa göre Yunus Emre ‘nin üç bin manzumesi vardır. Bunlar bir deftere yazılmıştır. Yunus ölünce bu defter, Molla Kasım denilen bir kişinin eline geçmiştir.
Molla Kasım, bir dere kenarına oturup Yunus’un şiirlerini okumaya başlamış. Şiirler içinde medrese inancına uygun olmayanları yırtıp yakmış.Bin tanesini yaktıktan sonra usanan Molla Kasım, diğer bin şiiri okuyup , beğenmeyip sayfa sayfa koparıp kenarında oturduğu dereye atmış.
İki bin birinci şiire gözü takılmış. Cennet- Cehennem hakkında medrese inanışları, cahil hocalar ve sahte dervişleri anlatan bir şiirle karşılaşmış.
Ben dervişim diyene bin ün edesim gelür
Seğirdüben sesine varup yetesim gelür
Sırat kıldan incedür kılıçdan keskincedür
Varub anun üstüne evler yapasım gelür
Altında gayya vardur içi nar ile pürdür
Varuban ol gölgede biraz yatasım gelür
Od’a gölge dedüğme ta’netmenüz hocalar
Hatırunuz hoş olsun yanub tütesim gelür
Ben günahumca yanam rahmet suyuyla yunam
İki kanad takınam biraz uçasım gelür
Andan Cennet’e varam Cennet’de Hakk’ı görem
Huri ile Gılman’ı bir bir kaçasım gelür
Derviş Yunus bu sözi eğri büğrü söyleme
Seni sigaya çeker bir Molla Kasım gelür.
ün etmek:Seslenmek seğürdüben: Koşarak
gayya:Cehennem çukuru nar:Ateş
od:Ateş tanetmek:Ayıplamak
siga:İmtihan
Molla Kasım, bu şiiri okuyunca “Ben ne yaptım ?” diye dövünmeye başlamış.
Derler ki; yakılan bin şiiri gökte melekler ,denize atılan bin şiiri balıklar , Molla Kasım’ın elinde kalan bin şiiri ise, insanlar okumaktaymış.
Molla Kasım , Yunus Ata’dan aldığı dersi iyi anlamış ve onun şiirilerini çok iyi muhafaza ederek günümüze kadar ulaştırmış.
Şimdi sıra sizde (yani bizde) bu kıssadan (şiirden) biz de bir hisse çıkaralım ve ona göre davranalım.
|